Panik Atak Nedir?
- 09 Tem 2021
- Psikiyatri
Panik nöbet olarak da adlandırılan, belirli ruhsal (ani korku ve anksiyete) ve bedensel (çarpıntı, terleme, titreme, solumada zorluk, ağrı, uyuşma, yanma gibi vücudun farklı bölgelerinde beliren ve tarifte zorlanılan rahatsızlık verici otonomik değişiklikler vb.) tepkilerin birbirlerini şiddetlendirerek bir arada görüldüğü bir belirti örüntüsüdür.
Panik kelimesinin kökeni insanların aniden karşısına çıkarak onları dehşete düşüren mitolojik tanrı Pan'dan gelmekte, aniden gelişen ve yatışmayan bir korku hissini ifade etmektedir. Günümüzde görece popüler bir kavram olsa da hakkında birçok doğru bilinen yanlış bulunmaktadır.
Her şeyden önce, yaygın kanının aksine kendisi tek başına bir ruhsal bozukluk değildir. Başta panik bozukluk ve diğer anksiyete bozukluklarında sıkça görülebilmekle birlikte, bazı bedensel hastalıklarda ve hatta hem ruhsal hem de bedensel olarak sağlıklı bireylerde de bir hastalığa işaret etmeden ortaya çıkabilir.
Dışarıdan vücuda alınan bazı maddeler panik atak benzeri bir tabloya yol açsa da panik nöbet olarak tanımlanmaz. Ya da çevreden gelen ani bir tehdidin kişide korku ve diğer ilişkili bedensel yanıtları başlatması panik nöbet değil, aksine fizyolojik ve sağlıklı sayılabilecek doğal bedensel süreçlerdir. Tanımda anahtar nokta; ruhsal ve bedensel tepkileri açıklayabilecek belirgin bir dış uyaran ya da tehdidin olmayışıdır. Panik atakla ile ilgili bu önemli ayrıntıların bilinmediği durumlarda olağan korku ve stres yanıtı olan kişiler panik atak geçirdiğini düşünerek psikiyatri acillerine başvurabilmektedir.
Panik Atak Belirtileri Nelerdir?
İstatistiklere göre dünyada her 10 kişiden 3'ü hayatında en az 1 kere panik atak geçirmektedir. Bu sık görülen fenomenin belirtileri oldukça korkutucudur. Bu belirtiler başladığında kişi aklının ve bedeninin kontrolünü kaybetmek üzere olduğunu, kalp krizi geçirdiğini veya ölümün kıyısında olduğunu hisseder. Panik atak sırasında görülen belirtiler şunlardır;
- Çarpıntı
- Terleme
- Solunumda Zorlanma Hissi
- Titreme
- Boğulma Hissi
- Göğüs Bölgesinde Ağrı'ya da Rahatsızlık Hissi
- Bulantı
- Baş Dönmesi ya da Bayılma Hissi
- Gerçeklik Algısının Yitirilmesi
- Kontrolü Kaybetme ya da Çıldırma Korkusu
- Ölüm Korkusu
- Uyuşma ya da Gıdıklanma Benzeri Duyumlar
- Ateş Basması
Birkaç dakika içinde bu belirtilerden 4 tanesinin aniden başlayıp şiddetlenmesi panik atak geçirildiği anlamına gelir.
Panik Bozukluk Nedir?
Panik atak geçirdikten sonra; en az 1 ay süreyle yeni bir atak geçireceği korkusuyla aşırı bir kaygı duyuluyorsa, ya da panik atak yaşamamak için tanıdık/güvenli olduğu kesin olmayan her türlü durumdan kaçınma gibi radikal yaşam tarzı değişikliklerine gidildiyse artık bir ruhsal hastalık olan panik bozukluk başlamıştır denebilir.
Panik Atakların/ Panik Bozukluğun Tedavisi
Panik atağın kendisi çoğu zaman 10-15 dakika içinde sonlandığından genelde bir tedavi gerektirmemekte, ancak panik bozukluk gibi bir ruhsal hastalığın parçası olduğu durumlarda atakların akut ve sürdürüm tedavisinin mutlaka düzenlenmesi gerekmektedir.
Akut ya da sürdürüm tedavisinde kullanılan anksiyolitik ( trankilizan ya da kaygı giderici ajanlar)ilaçların yanında , bilişsel davranışçı terapi uygulamalarıyla takviye edilerek iki boyutlu yürütülmelidir. Panik atak hayatı tehdit eden bir durum olmadığı için acil servislerin tedavideki rolü sınırlı olmalıdır.
Panik Atakları Önlemek İçin Neler Yapılabilir?
Düzenli psikiyatrik tedavi alması dışında, panik atak anında veya öncesinde kişinin yapabileceği başka şeyler de vardır.
Bir daha panik atak yaşamamak için kafein ve sigaradan kaçınmak, uyku düzenine dikkat etmek, düzenli egzersiz yapmak ya da yoga ve benzeri derin nefes egzersizi/ kas gevşetme egzersizleri içeren uğraşlar edinmek faydalı olacaktır. Panik atak anında neler yapılmalı sorusuna gelirsek de solunumu yavaşlatıp derinleştirmek, işitsel ve hareketli görsel uyaranların olmadığı bir ortama geçmek, olabildiğince uzak ve sabit bir noktaya odaklanmak basit ve etkili yöntemlerdir.
Panik Atağın Sebepleri Nelerdir?
Yatkın insanlarda bir panik atağın birçok muhtemel tetikleyicisi vardır. Bunlardan bazıları uykusuzluk, yorgunluk, artmış asidite, karbondioksit, sodyum laktat, kafein, kokain benzeri uyarıcılar ve ülkemizde de satılan modafinil, metilfenidat gibi ilaçlar vb. Ancak panik atağa yatkınlığı belirleyen asıl süreçler tam olarak aydınlatılabilmiş değildir. Bu yatkınlığa zemin hazırlayan birçok biyo-psiko-sosyal sebepler arasında en çok üzerinde durulanlar; artmış karbondioksit duyarlılığı( özelikle solunumla ilgili semptomları baskın olanlarda), asit-baz dalgalanmaları, korkudan ve savaş ya da kaç yanıtlarından sorumlu beyin devrelerindeki kusurlardır.